Zamanla cilt, güneş, yerçekimi ve çevre kirliliği gibi faktörler nedeniyle esnekliğini kaybeder. Özellikle yüz ovalinde cilt sarkmaya, hacim kaybına ve kırışıklıklara yol açar. Cerrahi müdahaleler çoğu zaman bu sorunların çözümünde öne çıkarken, son yıllarda ameliyatsız yüz gerdirme yöntemleri daha çok tercih edilen bir alternatif haline gelmiştir. Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Dr. Günay Mammadova, hastaların beklentilerine ve tedavi uygulanacak bölgeye göre farklı yüz gençleştirme yöntemleri arasından uygun olanı seçtiklerini vurguladı. İğneli radyofrekans, fokus ultrason, ip uygulamaları ve sıvı yüz germe gibi yöntemler, cilt problemleri göz önünde bulundurularak kişiye özgü bir biçimde uygulanmaktadır.

Dr. Mammadova, cildi gençleştirmek için kişinin yaşı ve cilt yapısını dikkate alarak en iyi sonuçları almak amacıyla çalıştıklarını belirtti. Her cilt tipinin farklı ihtiyaçları olduğunu ifade eden Mammadova, “Cilt yaşını yıllar önceki cilt yaşına geri çevirmeyi amaçlıyoruz” diye ekledi. Cilt problemlerine çözüm olarak çeşitli yöntemler kullanıldığını ve doğru tedavi planı ile hastaların cildinde bağışıklık ve yenilenme sürecini tetiklediklerini kaydetti.

Kolajen üretimini artırmayı hedefleyen tedavi yöntemleri arasında Dr. Mammodova’nın özellikle 45 yaş altı için önerdiği fokus ultrason ve sıvı yüz germe uygulamaları öne çıkıyor. Fokus ultrason, daha çok kalın ve yağlı deriye sahip bireylerde tercih ediliyor. Dr. Mammadova, "Gözenek sorunu olan hastalarda önceliğimiz iğneli radyofrekans yöntemidir” ifadesini kullanarak bu yöntemle ciltten mikro iğnelerle ince delikler açılarak doğal iyileşmenin tetiklendiğini belirtti. İğneli radyofrekans, ciltte mikro travmalar oluşturarak yeni hücre üretimini artırıyor ve yaşlanma belirtilerini azaltıyor. Bu yöntemle cilt, daha genç, sıkı, pürüzsüz ve ışıl ışıl bir görünüm kazanıyor. Tedavi sonrasında ciltteki sıkılaşma ve gerginlik belirtileri genellikle birkaç hafta içinde kendini gösteriyor.

İğneli radyofrekansın sadece yüz gerdirme değil, aynı zamanda akne izleri ve cilt lekelerinin tedavisinde de kullanıldığını belirten Dr. Mammadova, sarkma sorunu olanlarda mezoterapi içeriklerinin değiştirildiğini söyledi. Kuru veya ince cilde sahip olanlar için hyaluronik asit içeren mezoterapi ile gençlik aşıları gibi kombinasyonlarla tedavi etmeyi amaçladıklarını ifade etti. Dr. Mammadova, "Özellikle yaşla birlikte yerçekiminin de etkisiyle çene hattındaki 'bulldog sarkmaları'nı düzeltmeyi, sarkmış göz kapaklarını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca çene hattının dolgu enjeksiyonu olmaksızın belirginleşmesini sağlıyoruz," diyerek yöntemlerin çeşitliliğine dikkati çekti.

Dr. Mammadova, uygulama süreleri ve süreçleri hakkında detaylı bilgi verdi. Örümcek ağı ve ip tedavisi ortalama 30 dakika sürmektedir. İşlem sırasında anestezi gerekmemekte, genellikle 35 ile 70 yaş arasındaki bireylere uygulanmaktadır. Ancak 25’li yaşlarda da önerilmektedir.

İğneli radyofrekans işlemi, fraksiyonel radyo frekans cihazı ile sorunlu bölgedeki cilt altına yüksek radyo dalgaları verilmesiyle gerçekleştirilir. Seans süresi ihtiyaca göre ortalama 35-40 dakika sürmekte ve genellikle 3 seans sonrasında etki göstermektedir. Bu seanslar ortalama 2-4 hafta arayla yapılmaktadır.

Fokus ultrason ise tek seanslık bir uygulama olup, hafif ve orta düzeyde cilt gevşekliği olan bireylerde etkili sonuçlar vermektedir. Uygulamanın etkisi, klinik gözlemlere göre 1.5-2 yıl sürebilmektedir. Asıl sonuçlar, cildin doğal olarak kolajen üretimini yeniden tetiklemesiyle 2-3 ay içerisinde ortaya çıkmaktadır.

Son olarak, sıvı yüz germe işlemi, anestezik krem ile uyuşturulan bölgelere çok ince uçlu iğneler kullanılarak sıvı enjekte edilmesiyle yapılmaktadır. Yaş ve cilt yapısına göre, bir ay arayla iki seans önerilmektedir ve yılda bir kez tekrarı tavsiye edilmektedir.