Huner, babasının akciğer kanseriyle mücadelesi sırasında yazdığı yeni parçası "Mahvoldum Yokluğunda" ile dinleyicileri derin bir duygusal yolculuğa çıkarıyor. Bu parça, kaybın dört evresini -teşhis, kabullenme, kaos ve özlem- ele alarak, duygusal sözcüklerle ve katmanlı melodilerle işliyor. Huner'in bu önemli çalışması, lokal jazz ve R&B sahnesinin öne çıkan isimlerinden biri olan Şıky Şıky tarafından duygusal vokallerle destekleniyor. Şıky, Fatih Erkoç ve Gülşen Ergül gibi tanınmış müzisyenlerle sahne aldı ve Huner’in parçası, onun müziğine derinlik katıyor.

Prodüksiyonu Burak Erensoy’un (Ex-Geeva Flava) ustalıkla gerçekleştirdiği "Mahvoldum Yokluğunda", Harun Üyicil’in (Baker Aaron) dokunuşlarıyla mix ve mastering aşamalarında mükemmelleştirildi. Huner, daha önce Sepya müzik grubunun bir parçası olarak tanınmıştı. Ancak 2021 itibarıyla solo kariyerine odaklanarak Türkçe R&B, Soul, Neo-Soul ve Chill Pop türlerinde özgün eserler üretmeye başladı. Alternatif Türkçe müzik sahnesinde titiz çalışmalarıyla dikkat çeken sanatçı, hislerini en iyi ifade ettiği müzikal dilde dinleyicileriyle buluşuyor.

Şarkı hakkında Huner, "Bu eser benim için sadece bir kaybın değil, aynı zamanda hayatın karanlık taraflarına rağmen içinde iyileşme umudu barındıran bir yolculuğun hikayesi. Şıky ve Burak ile bu şarkıyı hayata geçirmek, duygularımı daha güçlü bir şekilde ifade etmemi sağladı." diye açıklamada bulundu. Bu derin hissiyat, parçanın dinleyicilerle kuracağı bağlantının önemini vurguluyor.

Dinleyicilerle derin bir bağ kurma amacında olan "Mahvoldum Yokluğunda", 10 Ocak'ta tüm dijital platformlarda yayına girecek. Parça, bireysel bir itirafın yanı sıra evrensel bir duygunun müzikal ifadesi olarak uzun süre kulaklarda çınlayacak. Huner’in bu çalışması, dinleyicilere kaybın ve iyileşmenin karmaşık duygularını deneyimleme fırsatı sunuyor. Sanatçı, çalışmasında hissettiği derinliği dinleyicilere aktararak, müzikte duygusal bir yolculuğu gerçek kılmayı başarıyor.

Sonuç olarak, Huner’in "Mahvoldum Yokluğunda" eseri, hem müzik kalitesi hem de duygusal derinliği bakımından Türkçe müzik sahnesinde önemli bir yere sahip olmaya aday görünüyor. Sanatçının kariyer yolculuğunda attığı bu adım, hem kendi hikayesini anlatması hem de dinleyicilerle bağ kurması açısından büyük bir anlam taşıyor. Parçanın müziği ve sözleri, her bir dinleyici için farklı anlamlar ifade edebilirken, kaybın acısını bir nebze olsun hafifleten bir umut ışığı da sunuyor.