
Cezaevlerindeki Yoğunluk için 'Kısmi Af' Düzenlemesi
Türkiye'de suç oranlarının artışı, cezaevlerinin doluluğunu ciddi şekilde etkilemektedir. Açıklanan son verilere göre, cezaevi kapasitesinin üzerinde 92 bin 516 mahkum bulunmaktadır. Bu durum, yetkilileri harekete geçirirken, cezaevlerindeki yoğunluğun azaltılması amacıyla hazırlanan 'kısmi af' düzenlemesinde son aşamaya gelinmiştir.
Özellikle COVID-19 pandemisi sürecinde uygulanan ve açık cezaevlerinde kalan mahkumların geçici süreyle tahliye edilmesini öngören düzenleme, salgının uzamasıyla kalıcı hale gelmiş ve on binlerce mahkumun cezaevi ile olan ilişkisi sona erdirilmiştir. Türkiye Gazesi’nin haberine göre, af düzenlemesinin kapsamının genişletilmesi planlanmakta ve bu aşamada belirlenen kritik tarih ise 31 Temmuz 2023’tür.
Yeni düzenleme ile denetimli serbestliğe ayrılmalarına beş yıl veya daha az süre kalan mahkumların, kalan sürelerini denetimli serbestlik altında dışarıda tamamlaması öngörülmektedir. 31 Temmuz 2023 tarihine kadar cezası kesinleşenler öncelikli olarak bu düzenlemeden yararlanırken, bu tarihten önce suç işleyip cezası kesinleşmemiş olanların da kapsam dahil edilmesinin planlandığı belirtilmektedir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bu konuda bir düzenleme yapılabileceğinin sinyalini vermiştir.
Öte yandan, muhalefet partileri de COVID izni olarak bilinen düzenleme üzerine yeni adımlar atılmasını talep etmektedir. TBMM’ye verilmiş olan kanun teklifleri arasındaki son öneri ise İyi Parti’den gelmiştir. AK Parti kaynakları ise, TBMM gündemine gelecek olan Yargı Paketi görüşmeleri sırasında partilerin uzlaşarak ortak imza ile önerge vermesi durumunda eklemelerin yapılabileceğini ifade etmiştir.
Düzenleme kabul edilirse, 31 Temmuz 2023’ten önce suç işlemiş olanlar, kalan cezalarını denetimli serbestlik altında dışarıda tamamlayacaklardır. Ancak bu avantajdan sadece denetimli serbestliğe ayrılmalarına beş yıl veya daha az süre kalan mahkumlar yararlanabilecektir.
Yeni düzenleme 'Yeni İnfaz Düzenlemesi' olarak adlandırılmaktadır ve 31 Temmuz 2023 itibarıyla eski düzenlemeden yalnızca cezası kesinleşen mahkumlar faydalanmıştı. AK Parti kaynakları, önceki düzenlemenin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek, benzer davalarda farklı tarihlerde kesinleşen cezaların adaletsizliğe yol açtığına dikkat çekmiştir. Kaynağa göre, aynı mahkemede yargılanan iki kişi arasında biri 31 Temmuz 2023 öncesi kesinleşen cezasını çekerken, diğeri gecikme maruz kalarak farklı bir statüde bulunmaktadır.
Bundan dolayı, düzenlemede 31 Temmuz 2023 tarihi, cezanın kesinleştiği tarih değil, suçun işlendiği tarih olarak esas alınmalıdır. Evrensel hukuk kurallarına göre, bu yaklaşımın gerekliliği vurgulanmaktadır.
Son olarak, AK Parti ve Adalet Bakanlığı kaynakları, yeni düzenlemeden yararlanacak olan sayısının net olmadığını dile getirmiştir. 31 Temmuz 2023’ten önce suç işleyenlerin sayısı çıkarılabilse de, cezalarının kesinleşme zamanına dair net bir verinin bulunmadığını aktarmışlardır. Dolayısıyla şu anda belirli bir sayı vermek mümkün görünmemektedir.