Türkiye'de doğa ve kültürel mirasın korunmasına öncülük eden ÇEKÜL Vakfı (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında kadınların toplumsal ve ekonomik hayattaki rolüne dikkat çekiyor. Vakıf, hem sahada hem de yönetim kademelerinde kadın emeğinin etkinliğini artıran projeleri ile fark yaratmakta.

ÇEKÜL Vakfı, 1990 yılından bu yana doğa ve kültürel mirasın korunmasına yönelik projeleri ile Türkiye’nin dört bir yanında sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Bu süreçte kadınlar, vakfın en güçlü aktörlerinden biri haline gelmiştir. Öyle ki, vakfın çalışanlarının yüzde 90’ından fazlası, gönüllülerinin ise en az yüzde 70’i kadınlardan oluşmaktadır.

ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri Ilgýn Sözen, kadınların iş dünyasında, sivil toplumda ve sosyal yaşamda daha fazla yer alması gerektiğine vurgu yaparak, "Kadınlar olmadan sürdürülebilir bir gelecek mümkün değil" dedi.

‘Doğa ve Kültürle Varız’ sloganı ile havza boyutundan ülkenin tamamına açılan projeler hayata geçiren ÇEKÜL Vakfı, kadın emeğini sadece desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda onu görünür ve ekonomik olarak sürdürülebilir hale getiriyor. Bu maksatla Anadolu'daki kadınların üretim süreçlerine daha fazla dahil olması için el emeği ürünler ÇEKÜL Dükkan üzerinden satışa sunulmakta.

Birgi’deki ÇEKÜL Evi, bu yaklaşımın önemli merkezlerinden biridir. 1997’de ÇEKÜL Vakfı tarafından satın alınarak restore edilen ve 2003 yılında açılan bu tarihi yapıda, son 22 yılda kadınların üretim, eğitim ve sanat faaliyetlerinde bir buluşma noktası haline gelmiş durumda. Müzik, resim ve fotoğraf gibi alanlarda düzenlenen etkinlikler, kadınların kültürel mirasın korunmasına katkı sunmasını teşvik ediyor.

ÇEKÜL Vakfı Genel Sekreteri Ilgýn Sözen, "Kadınlarımız sadece toplumsal değil, ekolojik dönüşümde de aktif bir rol üstleniyor. Yürüttüğümüz projelerde en büyük destekçimiz kadınlar. Özellikle Anadolu’da büyük bir dayanışma içindeyiz. Vakfımızın birçok kültürel ve doğa projelerinde kadınlar, en aktif rolleri üstlenerek değişimin öncüsü oluyor. Bizim için her dikilen fidan, aynı zamanda bir kadının hikâyesini, mücadelesini ve umudunu simgeliyor. İlham veren kadınların hikayelerini yaşanılır kılmak için sizleri fidan dikmeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kadınların doğa ve toplumda karşılaştığı tehditlerin çoğunlukla benzer kaynaklardan beslendiğine dikkat çeken Sözen, "Doğal alanların tahribatı, iklim krizi, çevresel yıkım ve kadın haklarına yönelik saldırılar aslında birbirleriyle bağlantılı sorunlardır. Doğa ve kadın mücadelesi, adil ve eşit bir dünya için ortak bir ses yükseltiyor. Doğayı koruma hareketi ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi, ayrımcılığa, sömürüye ve baskıya karşı aynı çizgide buluşuyor. ÇEKÜL olarak, kadınların emeğiyle yeşeren bir geleceğe destek olmaya devam ediyoruz" şeklinde açıklamalarda bulundu.